Psikoterapiye başlama kararı birçok kişi için hem heyecan verici hem de kaygı uyandırıcı bir deneyim olabilir. Bu nedenle genellikle psikoterapiye başlamak çok kolay verilebilen bir karar değildir. Bu süreçte kişilerin aklına “Terapiye gerçekten ihtiyacım var mı?” ya da “Terapiye gitmeli miyim?” gibi sorular gelebilmektedir. Bu yazımızda psikoterapinin ne olduğu, psikoterapiden ve psikoterapi ilk seansından ne beklemeniz gerektiği ile ilgili bilgilere değinilecektir.

Psikoterapiye başlamalı mıyım?

Bu soruya verilecek ilk cevap şudur: Dileyen herkes psikoterapiye başlayabilir. Psikoterapiye başlamak için illa ki belirli belirtilere sahip olmanız gerekmemektedir. Hiçbir psikolojik sıkıntınız olmasa bile sadece kendinizi daha iyi tanımak ve anlamak, zorluklarla baş etme becerinizi geliştirmek ve psikolojik gücünüzü artırmak için de psikoterapist desteği alabilirsiniz. Ancak, popüler kültürde karşılaşılan “Herkesin bir psikoterapisti olmalı.” gibi söylemlerin çok da doğru olmayabileceği unutulmamalıdır. Dileyen herkes psikoterapiye başlayabilir ama herkes psikoterapi almak durumunda değildir. Bunun dışında ise, kendinizi uzun süredir her zamankinden daha üzgün, mutsuz, öfkeli ya da kaygılı hissediyor ve bununla baş edemediğinizi düşünüyorsanız, ilişkilerinizde hep benzer ve size iyi gelmeyen örüntüler fark ediyorsanız, kendinizi çok yorgun hissediyor ve bir şeyler yapmak için eskisi gibi motive olamıyorsanız, yaşadığınız psikolojik sıkıntılar ilişkilerinizde, iş ve okul yaşamınızda, kişisel bakımınızda düşüşe neden olduysa bir uzmandan yardım almanız sizin için oldukça faydalı olacaktır.

Psikoterapiden ne beklemeliyim?

Psikoterapi, kişilerin kendilerini duyguları, düşünceleri, davranışları açısından daha iyi tanımalarına, problem çözme becerilerini geliştirmelerine ve yaşamlarında olumlu değişimler yapmalarına yardımcı olan profesyonel bir destek sürecidir. Psikoterapiden ne beklemeliyim sorusunu yanıtlarken “Psikoterapiden ne beklememelisiniz?” sorusuna yanıt vermek gereklidir. Psikoterapiden sihirli bir değnek beklememelisiniz. “Psikoterapistiniz size bazı bilgiler verecek ve siz bunu duyduğunuzda ya da uyguladığınızda yaşadığınız problem birden birde ortadan kalkacak” şeklinde bir senaryo psikoterapi için gerçekçi değildir. Psikoterapi hızlı çözümler ve anında bir iyileşme sunmaz.

Bir diğer önemli konu tavsiyeler ile ilgilidir. Psikoterapistiniz sizin adınıza karar vermez, tavsiyeler sunmaz ve problemlerinizi çözmez. Psikoterapistiniz size hiçbir zaman “Partnerinizden ayrılmalısınız.” ya da “İşinizi değiştirmelisiniz.” şeklinde tavsiyeler vermez. Ancak, bu kararlara varmanız gerekiyorsa, sizin yanınızda olarak, kendinizi ve ihtiyaçlarınızı daha iyi anlamanız konusunda sizi teşvik eder, seçeneklerin sonuçlarını görmeniz ve değerlendirebilmeniz için esnek düşünme yollarını öğretir ve sonuç olarak kendi kararınızı vermeniz konusunda sizi destekler.

Psikoterapiye başladığınızda her seanstan “rahatlamış, mutlu, huzurlu” çıkmanız çok gerçekçi değildir. Psikoterapi süreci bazen oldukça zorludur. Çünkü, kendinizle ilgili daha önce fark etmediğiniz yönleriniz ile yüzleşmek, derin duygusal konuları keşfetmek, değişim için her zamankinden farklı adımlar atmak çoğunlukla zorlayıcıdır. Ancak bu zorluk, ardından gelecek olan büyüme ve iyileşme için son derece gereklidir.

Psikoterapi sürecinde terapistiniz sizi yargılamaz ya da eleştirmez. Anlattığınız her şey sizi daha iyi tanımak, zorlandığınız noktalara ışık tutmak ve gelişmeyi ve iyileşmeyi sağlamak için kullanılır.

Peki, psikoterapiden neler beklemeliyim? Öncelikli olarak psikoterapinin bir süreç olduğunu, bu süreçte psikoterapistiniz ile kurduğunuz güvenli ve yargılanmadığınız bir ilişki içerisinde kendinizi derinlemesine anlamak üzerine çalışacağınızı akılda bulundurabilirsiniz. Terapide, psikoterapistinizin ekolüne göre farklılaşmakla birlikte duygularınız, düşünceleriniz, davranışlarınız, düşüncelerinizin altında yatan şemalarınız, ilişkilerinizdeki kalıplar ve dinamikler, geçmiş yaşantılarınızın tüm bunlar üzerindeki etkileri gibi konuları keşfederek kendinizle ilgili içgörünüzü arttırırsınız. Bu farkındalıklar ile birlikte sizi psikoterapiye getiren problemlerinizin nereden kaynaklandığı aydınlanacaktır. Bu noktada, psikoterapistiniz sahip olduğu eğitimin getirdiği yöntem ve uygulamalar ile problemlerinizi çözme konusunda size destek olacaktır.

Psikoterapide gelişimin her zaman doğrusal olarak ilerlemediği ya da sürecin herkes için tıpa tıp aynı ilerlemediği akılda bulundurulmalıdır. Psikoterapi sürecinde kendinizi keşfetmek için motivasyona ve farkındalıklara erişimin ardından sorumluluk almaya ihtiyacınız olduğunu ve değişim için aksiyon almanız gerektiğini unutmamalısınız.

İyi bir psikoterapi süreci sonunda, kendinizi ve ihtiyaçlarınızı derinlemesine tanıdığınız, problemler ile baş etme kapasitenizin geliştiği, kendinizi iyi ve geliştirebilir yanlarınız ile kabul ettiğiniz, sınırlarınızı fark ettiğiniz ve koruyabildiğiniz, esnekliğinizi ve psikolojik dayanıklılığınızı arttırdığınız bir hal ile psikoterapiden ayrılırsınız.

Psikoterapi ne kadar sürer?

Bu soruya verilebilecek net bir yanıt yoktur. Sorunun doğasına ve çalışılan psikoterapi yaklaşımına göre süreler farklılaşmaktadır. Örneğin, psikanalitik terapi, bilişsel davranışçı terapiye göre çok daha uzun süreler devam etmektedir. Sınav kaygısı üzerine çalışmak, kalıplaşmış ilişki problemleri ya da travmatik deneyimler ile çalışmaktan çok daha kısa sürmektedir. Bununla birlikte pek çok danışan 8-10 seans gibi sürelerde belirgin değişimler görmeye başlamaktadır. Ancak, tam ve kapsamlı bir gelişim genellikle 1-2 yıl ya da daha uzun bir süre alabilmektedir. Bu noktada, psikoterapinin ne kadar süreceğine verilebilecek en net cevap, bu sürenin kişinin değişim ve gelişim için ne kadar kaynak ayırmak ve emek vermek isteyeceği ve yaşadığı problemden ne kadar rahatsız olduğu ile ilişkili olduğudur.

İlk seansta neler beklemeliyim?

Psikoterapinin ilk seansı sizi ve psikoterapisti tanıştıran ilk adımdır. İlk seans sizi tanımak üzerine şekillenecektir. Danışanı tanıma tabi ki yalnızca bir seans ile sınırlanabilecek bir şey değildir. Ancak ilk seansın tamamı bunun üzerine yapılandırılır. “Sizi psikoterapiye başvurmaya yönlendiren ana etmen nedir?, “Psikoterapiden beklentileriniz nelerdir?” gibi konuların tümü ilk seansta ele alınır. Seansta sizi psikoterapiye yönlendiren nedenlerin detaylı bir şekilde ele alınmasının yanı sıra sizi tanıma üzerine de sorular sorulacaktır. Psikoterapi ekolünün ve başvuru yaptığınız problemin doğasına göre değişmek ile birlikte genellikle aile geçmişiniz, ilişkileriniz, iş ve okul yaşantınız, yaşamınızdaki önemli olaylar, şu anki duygu durumunuz ile ilgili bilgiler genellikle ilk seansta alınır. Bu paylaşım kendinizi ne kadar rahat hissederseniz o derinlikte olabilir. İlk seanstan tüm detayları vermek isteyebilirsiniz ya da istemeyebilir ve daha rahatladıkça ileriki seanslarda detaylandırabilirsiniz.

İlk seansta üzerinde durulacak bir diğer konu psikoterapi hedeflerinizdir. “Psikoterapiden beklentileriniz neler?”, “Psikoterapi süreci sonlandığında nelerin şu andan farklı olmasını istiyorsunuz?” gibi sorular üzerinde durulabilir. Eğer hedefleriniz psikoterapinin yapısı ile ya da psikoterapistinizin ekolü ile uyumlu değil ise psikoterapist sizi hedefleriniz ile daha uyumlu bir uzmana ya da kaynağa yönlendirebilir ya da psikoterapinin ve kendi ekolünün hedeflerini sizinle paylaşır ve siz bunu uygun bulursanız birlikte psikoterapi sürecine başlama kararı verebilirsiniz.

Psikoterapiye başvurma nedeniniz ve sizi tanıma kısımlarının dışında psikoterapistiniz sizi psikoterapinin kuralları ve özellikleri ile ilgili bilgilendirecektir. Seanslarda sizden neler beklediği, ne sıklıkta görüşeceğiniz, terapinin gizlilik sınırları gibi konularda sözlü ya da yazılı olarak bilgilendirme ilk seansta gerçekleşir.

Tüm bunların ötesinde temelde, ilk seans güvenli ilişki kurmanın başlangıcıdır. Psikoterapi süreci, danışan ile psikoterapist arasındaki ilişki ne kadar sağlam ve sağlıklı kurulursa o kadar olumlu ilerleyecektir ve ilk seans bu sürecin başlangıcını temsil eder. Kendinizi bir yabancıya açmak zorlayıcı görünebilir, ancak bu süreç zamanla daha kolay ve doğal hale gelecektir. İlk seans bu zorlanmayı aşmak için bir adımdır. Zamanla psikoterapistiniz ile aranızdaki ilişki güçlenecek, kendinizi daha rahat hissedecek ve aldığınız faydanın arttığını fark edeceksiniz.

Eğer psikoterapiye başlamayı düşünüyorsanız, bu, kendiniz için atacağınız en anlamlı adımlardan biri olabilir.

Psikolog Dr. Derya Gürcan Yıldırım